ZEKİ KONUKOĞLU: “VERİMLİLİK KRİTERLERİNDE DAHA ESNEK BİR YAPI PLANLANARAK GÜNÜMÜZ KOŞULLARINA UYGUN DÜZENLEMELER YAPILMASI GEREKİYOR”
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Enerji Meclisi Başkanı Zeki Konukoğlu, verimlilik kriterlerinde daha esnek yapı planlanarak günümüz koşullarına uygun şekilde düzenlemeler yapılması gerektiğini söyledi.
2022 Yılı Enerji Verimliliği Haftası Etkinlikleri kapsamında TOBB Sektör Meclisleri Başkanlarının konuşmacı olarak katıldığı ve çevrimiçi gerçekleştirilen 'Enerji Verimliliği Paneli'nde enerji verimliği politikaları ve enerji verimliliğine yönelik yatırımlar değerlendirildi.
“Enerji Verimliliği Finansmanı” başlığında düzenlenen panelin birinci oturumunda, TOBB Türkiye Enerji Sektör Meclisi Başkanı ve SANKO Holding Onursal Başkanı Zeki Konukoğlu, Türkiye Dayanıklı Tüketim Malları Meclis Başkanı Fatih Ebiçlioğlu, Türkiye İklimlendirme Meclisi Başkanı Zeki Poyraz, TOBB Genel Sekreter Yardımcısı Cengiz Delibaş, konuşmacı olarak yer aldı.
Konukoğlu, enerji verimliliğinin sağlanması için kamu politikaları çerçevesinde yükümlülükler, teşvikler, eğitim ve danışmanlığın önem taşıdığını belirterek, “Dünya pratiğinde mevcut finansman mekanizmalarının enerji verimliliği yatırımları için daha uygun hale getirilmesi ve enerji verimliliğine özel finansman mekanizmaları geliştirilmesi, uluslar üstü ve ulusal kamu kuruluşlarının alanından biri haline gelmiştir” dedi.
GELİŞMİŞ ÜLKELER ENERJİ VERİMLİLİĞİNE BÜYÜK DESTEKLER VERİYOR
Enerji verimliliği finansmanının dünya genelinde üç ana grupta toplandığına dikkat çeken Konukoğlu, “Bunlardan biri fonlar aracılığıyla kredili finansmanlar, bir diğeri enerji servis şirketleri tarafından sağlanan finansmanlar, bir başkası ise devletler tarafından sağlanan desteklerdir” ifadelerini kullandı.
Konukoğlu, enerji verimliliği finansmanıyla ilgili şu paylaşımda bulundu:
“Fonlar ve kredi finansman sistemi; ulusal veya uluslararası fonlardan sağlanan finansmanı ticari bankalar, bu konuda ihtisas sahibi kuruluşlar ve ulusal döner sermaye fonları gibi aracılar ile yatırımları yönlendirmektedir.
Enerji servis şirketi finansmanı; ticari kuruluşun tesisinde enerji verimliliği yatırımı yaparak sağladığı enerji tasarrufu karının belirli bir süre için paylaşılması ve yatırımlar için alınmış banka kredilerinin ve kazançları içerisinden geri ödenmesini sağlamaktır.
Devlet tarafından sağlanan destek projeleri; enerji verimliliği merkezleri tarafından yürütülebileceği gibi elektrik ve gaz vb hizmet kuruluşları tarafından da sunulabilmektedir.”
Gelişmiş ülkelerin kendi imkanları dahilinde enerji verimliliği konusunda çok büyük teşvikler ve destekler verdiğini anımsatan Konukoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Dünya Bankası da bazı ülkelere çeşitli destekler sağlamaktadır. Enerji verimliliği fonu olarak Bulgaristan, Ermenistan, Meksika ve Romanya bu imkanları sağlamaya gayret ediyorlar. Krediler konusunda Çin, Özbekistan, Tunus, Türkiye, Vietnam, Ukrayna’yı, kredi garantisi başlığı altında Bulgaristan, Çin, Hindistan ve Polonya, döner Sermaye fonları olarak Bulgaristan, Ermenistan, Hindistan, Macaristan, Meksika, Romanya, süper enerji verimliliği şirketi Ermenistan ve Hırvatistan, Yeşil Mortgage’da ise sadece Türkiye’yi sayabiliriz.
Türkiye’de uluslararası kalkınma finansmanı kuruluşlarının 2002- 2020 döneminde enerji verimliliği yatırımlarının finansmanına sağladıkları kaynak 3,5 milyar dolar, yerli bankaların sağladığı finansmanlar ile toplam tutarın 5 milyar dolara ulaştığını memnuniyetle söyleyebiliriz.
KOBİ enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji yatırımlarını finanse etmek için oluşturulan Türkiye Sürdürülebilir Enerji Finansman Programının kaynak sağlayıcısı EBBA, proje geliştirme için yatırımcılara ücretsiz teknik destek paketi de içeren program kapsamında 2010- 2018 döneminde 849 adet enerji verimliliği projesinden toplam 224 milyon EURO değerinde finansman sağlamıştır.”
FİNANSMAN KARŞILAMASININ SORUNLARI
Finansman karşılamasının sorunlarının; kamu bütçe sisteminin enerji verimliliği uygulamalarını teşvik etmemesi, enerji verimliliği ürün servislerinin alımına engel olan ihale ve sözleşmenin uzun süren süreçleri, enerji yönetimlerine ve projelerine yönelik fon ayrılmaması ve yüksek işlem maliyetleri olduğunu anlatan Konukoğlu, şöyle devam etti:
“Sanayi tarafında yüksek yatırım maliyetlerinin yüksek borçlanma maliyetlerine ve özellikle KOBİ’ler için sınırlı finansman erişimine, hızlı geri dönüş beklentisine, yüksek proje geliştirme ve işlem maliyetlerini sayabiliriz. Konutlarda ise özellikle düşük gelir grupları için yüksek ek yatırım maliyetleri, finansman erişiminde kısıtlı veya yüksek maliyetler olması buradaki uygulamaları zorlaştırmaktadır.”
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Mevcut finansman imkanlarının Türkiye’deki bankacılık sistemlerinde de kullanımının yaygınlaştırılabileceğini dile getiren Konukoğlu, çözüm önerileriyle ilgili olarak şu görüşleri paylaştı:
“İhracat kredileri, tarımsal kalkınma kredileri benzeri verimlilik kredileri de Eximbank gibi konuya spesifik uzmanlığı olacak bir kamu finansman kuruluşu tarafından desteklenmeli, ihracatın temel şartının da yeşil üretim olmaya başladığı göz ardı edilmemelidir.
Sadece yabancı para değil TL kredi kaynaklarının da aktif hale getirilmesi gerekiyor. Ticari kredilerine göre daha uzun vadeli krediler sağlanmalı tercihen 10 yıl ve üzeri olmalıdır. Eximbank aracılığıyla kredi imkanları artırılmalıdır. Enerji tasarrufu performansına bağlı piyasa koşullarının altında maliyet ve yeterli finansman sağlanmalıdır.”
UYGUN DÜZENLEMELER YAPILMALI
Verimlilik kriterlerinde daha esnek bir yapı planlanarak günümüz koşullarına uygun şekilde düzenlemeler yapılması gerektiğinin altını çizen Konukoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye’nin yüksek enerji verimliliği potansiyelinin de özellikle KOBİ’lerde ve binalarda finansman ve teknik desteği birleştirecek anahtar teslimi verimlilik projeleri gerçekleştirebilecek bir yapıya ihtiyaç var. Bu nedenle 250 milyon dolarlık potansiyel pazar büyüklüğüyle enerji servis şirketleri modeli Türkiye için bir fırsat olarak öne çıkmaktadır.
Enerji servis şirketi işleyişine yönelik sözleşmeleri, standartları, ölçme ve doğrulama protokollerini içeren mevzuatın tamamlanarak uygulamaya geçilmesi modele olan tüketici talebinin artması açısından yarar sağlayacaktır.”