Müslüme üç yaşındaki bir kız çocuğu... Her çocuk gibi Müslüme melek kadar masum ve güzel. Müslüme ailesinin kamp kurduğu yerde dağda kaybolur ve bir hafta sonra cesedi bulunur. Ailesinin arama kurtarma ekiplerini yanlış yere yönlendirdiği ve cinayet olabileceği şeklindeki korkunç soruşturmalar cinayeti ortaya çıkarır. Yapılan DNA sonucu Müslüme’nin biyolojik babası dedesi çıktı. Tamam, yapılan tecavüz ensest, suç ve günah boyutu çok büyük. Bir şeyin altını ısrarla çizmek istiyorum. bı çocuk zindanda olsa ensestede olsa masumdur. Kirli veya kötü değildir. Her ne kadar çirkin bir eylemin sonucunda oluşsa da kendi varoluşu eksiksiz, lekesiz ve mükemmeldir. Böyle bir yavruyu hor gören toplumsal bakış açısı en az o tecavüz, ensest ilişki kadar insanlık dışıdır. Anlatmak istediğim olayın vahameti ensest ve tecavüz ile sınırlı değil. Müslüme olayı toplumdaki bazı meselelerin ne kadar kangren haline geldiğini de gösteriyor.
Başımıza bu nerden geldi diye şaşırmayın! Bu toplumda baba, baba değil. Anne, anne değil. Dede, dede değil. Arkadaş içi dışı çürümüş bu toplumun. Sadece sen ölmedin minik kız! Senle birlikte vicdan da öldü merhamet te sevgi de. Üzgünüm seninle birlikte insanlık onuru da öldü.
Şu klişeleşmiş sözleri tekrarlamaktan gına geldi özde olsa neyse. Neymiş “Zalimler için yaşasın cehennem” sözü bir kaçıştır. Cehennemi yeryüzüne indirenler orada yaşamalı, o cehenneme tanık olmalıdırlar.
Artık bu çağda kimin dinli, kimin dinsiz olduğu beni ilgilendirmiyor. Kim fıtrattaki ahlaki yasalara uygun davranıyorsa benim için üstün insan odur.