KÜLTÜREL DÖNÜŞÜM VE KADININ KOLEKTİF HAKLARI
Doğru soylemenin suç olduğu artık allayıp pullayip gerek sosyal medyada gerekse kitle iletişim araçlarında önümüze konulan sözlerin çoğu kirletilmiş.toplumda dengesiz etiksiz konuşmalar yapanlar çoğalıyor.bütün bunlar malesef bizim kültürümüzü oluşturuyor.sanat kültür ile evrimlesemeyen toplumlarda estetiğin tanımı yapılmıyor.kadin erkek eşitliği ni çok lanse edilse de erkek ne kadar kanun önünde kamusal alanda insansa kadında oyledir.sosyal eğitim dediğimiz şey kocaman bir yalandır.cunku birey ailesinin eğitimi üzerine şekillenir.kulturel dönüşüm yaşanmadığı sürece hiçbir kolektif ortaklık bozulmaz.mesela çocuğa istediğin kadar hayvan sevgisi eğitimi verin baba piknikte bir parça eti isteyen köpeği sopayla kovalarsa eğitim orada biter.dinler kültürün büyük birlesenleridir.erkek kadına ceza vererek itaat ettiğini zaneder.kutsal yasası kadını sosyal hayatta yok edip kadını bitirmiş.peki doğruya ettiğe kadın ile erkek arasındaki sosyal eşitliğe giden yolu nasıl bulacagiz.her kültürel değişimde olduğu gibi sokaklarda meydanlarda kültürel değişimin besigidir.bundan 5000 yıl önce mısır set isyanında başlayan Fransız devrimine kadar takip edin tüm kültürel dönüşümler sokaklarda başlar.suan sosyal medya kültürü baskın gelsede sokağına hakim olmayan halklar çağın gerisinde kalır.ve bu yüzden statükonun değişimini istemeyenler muktedirler.sokak hareketlerini hep bastirirlar.kadin hareketlenmeler ine 21yyil etiketlerini yapıştırsanız bilerek yada bilmeyerek kadın hareketlerine darbe vurursnuz.toplumun dini inancından kaynaklı Arap kültüründen gelen kadın sosyal hayatta erkekle eşit değildir.kolektif algısına kıracak olan aldığımız seri eğitim değildir.bu ideoloji feminizm gibi dogmalarla kadının hakimiyet mücadelesinde yani sosyal hayatta var olma mücadelesiyle olur….