. Toplumu ilgilendiren milli gayelerin amaca ulaşmasında gazetecilerimizin rolü inkar edilemez. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, gazeteciler olmadan sağlıklı bir siyasetin, ticaretin veya eğitimin olması mümkün değildir. Çünkü bütün bunlar sağlıklı bir iletişimle mümkündür. Erdemli bir mesleği ifa eden gazetecilerimiz, meslek hayatları boyunca zaman zaman çeşitli tehlikelerle karşılaşmakta ve bunlara göğüs germektedirler. Bu durum, gazetecilik mesleğinin hem akıl hem de yürek işi olduğunu gazetecilerimizin de toplum sosyolojisi ve birey psikolojisini iyi bilen aydın ve gözünü budaktan ayırmayan mert insanlar olduğunu ortaya koymaktadır. İnsanlar kendi çevrelerinde, memleketlerinde veya dünyada neler olup bittiğini öğrenmek ve öğrendikten sonra da konuyla ilgili tavır ve düşünce geliştirmek isterler. Halkın bu temel ihtiyacını karşılamak üzere gecesini gündüzüne katarak görevlerini yerine getiren gazeteciler, toplumumuzun olmazsa olmazıdır. Sanıldığı kadar kolay olmayan gazetecilik mesleğinin kendine göre bazı zorlukları bulunmaktadır. Gazeteciler toplumu bilgilendirmek adına karda-kışta, savaşta-barışta, dağda-bayırda yani her türlü şartta ve coğrafyada haber peşinde dolaşan yürekli ve bilgili insanlardır. Cesaret ve gazetecilik, birbirini tamamlayan iki kavramdır. Nitekim bugün dünyanın dört bir yanında, özellikle de Gazze’de İsrail zulmü altında eziyet gören masum Filistinli kardeşlerimizin seslerini duyurmak için habercilik yapan gazeteciler, yeri geldiğinde yaralanmakta yeri geldiğinde ise hayatlarını kaybetmektedirler. Buradan görevlerini yerine getirirken yaralanan gazeteci kardeşlerimize Yüce Allah’tan şifa, hayatlarını kaybeden gazeteci kardeşlerimize de rahmet diliyorum.