ÇÖLYAK HASTALIĞINDAN MÜZDARİP ADIYAMANLI KARDEŞLERDEN MEKTUP VAR
'Biz de Baklava Yemek İstiyoruz!'
'Bayram yaklaşıyor. Biz de her çocuk gibi, sizin çocuklarınız gibi baklava yemek istiyoruz.
Her ne kadar annemler bayram gelsin istemeseler bile biz bayramları çok seviyoruz. Ama ne yazık ki, misafirliğe gidemiyoruz. Çünkü gittiğimiz ortamlarda baklava çıkardıkları zaman üzülüyoruz, onun için bayramlaşmaya bile gidemiyoruz.
Şu an ramazan ayındayız, siz büyüklerim oruç tutuyorsunuz yani nefsinizle mücadele ediyorsunuz, biz Çölyak hastası çocuklar ise yaşamımız boyunca nefsimizle mücadele ediyoruz. Hayatımız çok zor. Bizim evde ablamla ben çölyak hastasıyız. Babamlar markete gittiği zaman, bizim ihtiyaçlarımızı alıp, evin diğer ihtiyaçlarını erteliyorlar. Bunun ben de ablam da farkındayız, çünkü diğer türlü babamın imkanı fazlasına yetmiyor.
Normal makarnanın paketi iki üç lira iken, bizim makarnanın paketi 25-30 lira arasında, çikolatamız yine öyle, unumuzun da kalitesine göre kilosu 15 ila 40 lira arasında değişiyor. Uygun olan unlar nişasta ağırlıklı, zaten biz çölyaklı bireyler şeker oranı yüksek ürünlerle besleniyoruz. Patates, mısır, pirinç gibi o nişastalı unları kullandığımızda da diyabet olma riskimiz çok yüksek. Çünkü bu iki hastalık ikiz kardeş gibiler, biri çıkınca diğerini tetikliyor. Çölyaklıların geneli ki, içlerinde arkadaşlarım da var, hem çölyaklılar, hem de diyabetliler. Hele bir de çocuk olunca çok zor.
Bizler çok özel bireyleriz, çok özel beslenmemiz gerekiyor. Okullar açıkken annem rahatsızlanmıştı, kalkıp ekmek yapamayınca ben kaç gün okula gidemedim. Çünkü bizim ekmeğimiz öğünlük yapılıyor. Birkaç saat fazla kalınca yenmiyor.
Diğer arkadaşlarım gibi kantinden simit poğaça alamadığım için okulumuza gidemedik. Zaman zaman böyle oluyor, annem beslenmeme bişey ayarlayamadığı için okula gidemiyoruz.
Siz büyüklerimden çölyaklı çocuklar adına bir isteğimiz var. Bizleri görün ve birazcık empati yapın. Çünkü gerçekten çok zor bir hayatımız var.
Ellerinizden öperiz.'