CHP Adıyaman Milletvekili Tutdere Deprem Bölgesindeki Kanser Tehdidine Dikkat Çekti
Milletvekili Tutdere: “Adıyaman’da Depremzedeler Asbest İçeren Kirli Havayı Soluyor”
CHP’li Tutdere: “Demir Ayrıştırması ve Rant İnsan Sağlığının Önüne Geçiyor”
Milletvekili Tutdere Deprem Bölgesindeki Sorunları TBMM’de Gündeme Getirdi
TBMM’de düzenlediği Basın Toplantısıyla 6 Şubat depremlerinin sebep olduğu yıkımların ardından
yaşanan sorunlara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tutdere, Depremzedelerin yaşadığı sorunların
seçim nedeniyle gündemden düştüğüne dikkat çekerek, deprem bölgesinde halen kayıp olan
yurttaşların bulunması için yetkililere çağrıda bulundu. Ayrıca, asbest tehlikesi ve içme suyu
sorunlarına da dikkat çekti ve kalıcı konutların 2 yılda yapılamayacağını belirtti.
120 Gün Sonra Enkazdan Sude Nur’un Cansız Bedeni Çıktı
Adıyaman'da üniversite öğrencisi Sude Nur Duran’ın depremin 120. gününde enkazdan cansız
bedeninin çıktığını ifade ederek arama kurtarma çalışmalarının özensiz yapıldığını hatırlatan
Milletvekili Tutdere, “Adıyaman'da da diğer deprem bölgelerinde de daha yakınlarının cesedine
ulaşamayan, ölü veya sağ olduğu konusunda bilgisi olmayan çok sayıda yurttaşımız var. Depremden
120 gün sonara o enkazın altından Sude kızımızın cansız bedeninin çıkmış olması o bölgede, o inşaatta
arama kurtarmanın özensiz yapıldığının delilidir. Çünkü o inşaatların tamamında ‘Üç kere kontrol
edilmiştir’ diye yazı yazılıyor. Ancak buna rağmen de bu tür hadiselerle karşı karşıya kalabiliyoruz.
Enkaz kaldırma çalışması yapan ilgili kurumlara ve ilgili bakanlığa çağrı yapıyoruz: Gerekli özeni ve
ihtimamı göstersinler. Enkaz altlarında cansız bedenler hala bulunabilir, Sude'nin cesedi de bunu bir
örneğidir. Herkesi bu konuda daha titiz çalışmaya davet ediyoruz. Deprem bölgelerinde henüz kimliği
tespit edilemeyen, cesedine ulaşılamayan, hayatta olup olmadığı konusunda yakınlarının bilgisi sahibi
olmadığı çok sayıda yurttaşımız var. Bu konuyu araştırsınlar ve bu konuda kamuoyuna açık ve net bilgi
versinler” dedi.
Yıkım Sırasında Gerekli Tedbirler Alınmıyor, Asbest İçeren Kirli Hava Ortalığa Yayılıyor
Asbest tehlikesine dikkat çeken ve deprem bölgesindeki sorunların devam ettiğini vurgulayan
Tutdere, “Adıyaman'da ve tüm bölgelerde en büyük tehlike ve tehdit ağır hasarlı binaların yıkım
süreci. Depremde ilk etapta yıkılan binaların enkazları kaldırıldı. Şimdi ikinci aşamaya geçildi. İkinci
aşamada ağır hasarlı binaların yıkım süreci başladı ve ilgili yönetmeliklere aykırı çok fazla iş ve işlemler
yapılıyor. Şu anda yıkılan binalar nedeniyle şehrin üstü toz bulutlarıyla kaplı ve insanlar nefes
alamıyor. Yıkım sırasında gerekli tedbirler alınmıyor, sulama yapılmıyor ve özellikle asbest de içeren
kirli, tozlu hava ortalığa yayılıyor. Bu da orada yaşayan bütün insanlar için büyük bir tehlike yaratıyor.
Çocuklar, kadınlar, insanlar bu tozlu havayı soluyor.” ifadelerini kullandı.
Demir Ayrıştırması ve Rant İnsan Sağlığının Önüne Geçiyor
Yıkım ve enkaz kaldırma işlemlerinin usule aykırı yapıldığını savunan Tutdere, “Bina yıktırılıyor,
ayrıştırma işlemleri de binanın bulunduğu yerde yapılıyor. Düşünün yıkarken bir kere toz oluyor, bir
de demirleri ve diğer malzemeleri ayrıştırırken ikinci bir toz bulutu çevreye yayılıyor. Bu da halk
sağlığını tehdit ediyor. Şu anda hava ölçümleri yapılmıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığına çağrı
yapıyoruz: ‘Adıyaman'da ilgili yönetmelik uyarınca periyodik olarak hava ölçümlerinin yapılması
lazım.’ Aksi takdirde vatandaşlarımızın sağlığı tehdit altındadır. Müteahhit rant peşinde, demirleri
nasıl çıkarırım, bir an evvel buraları yıkıp kendi demirlerimi çıkarıp paramı nasıl kazanırım
derdindeyken oradaki yaşayan yurttaşlar şu anda ciddi sağlık tehditleriyle karşı karşıyalar. Asbestli
tozlar vatandaşlar tarafından solunmakta ve bu asbest de hem vatandaşlarda üst solunum
hastalıklarına ve akabinde de çok ciddi kanser vakalarına sebebiyet verecektir. Bu konuda ileride
vatandaşların karşılaşacağı halk sağlığı sorunlarının yaşanmaması için tüm kurumları göreve davet
ediyorum. Aksi takdirde tablo deprem kadar ağır ve yıkıcı olabilir. Önümüzdeki yıllarda bu bölgelerde
ciddi kanser vakalarıyla karşılaşma ihtimali söz konusu olabilir.” dedi.
Enkazlardan Çıkartılan Molozlar Yerleşim Birimlerinin Dibine Dökülüyor
Enkazdan çıkartılan asbestli malzemelerin yerleşim yerinin yakınına döküldüğünü ileri süren CHP’li
Tutdere, “Enkazlardan çıkartılan asbestli malzemelerin ilgili yönetmelik gereği şehrin ve yerleşim
birimlerinin uzak mesafelerine götürülmesi gerekirken Adıyaman'da yine yerleşim birimlerinin tam
dibine, dere yataklarına dökülüyor. Molozların döküldüğü yerde Organize Sanayi Sitesi var. Binlerce
insan orada çalışıyor ve her gün bu toz bulutunun içinden geçiyorlar. Burada da gerçekten özensiz ve
yasalara aykırı iş ve işlemler yapılıyor. Bu konuda da gerekli çalışmaların yapılmasını bekliyoruz.”
şeklinde konuştu.
Yoksul Vatandaş Temiz Olmayan Suyu İçiyor
Depremden önce Adıyaman’ın musluk suyunun içilebildiği bir şehir olduğunu ifade eden Tutdere,
“Depremden sonra içme suyunda bir türlü gerekli standartlar sağlanamadı ve şu anda kentin büyük
bir kısmında içme suyu yok. Olan bölgelerde de içme suyu gerekli standartları sağlamadığı için
içilemiyor. Dolayısıyla içme suyu sorununun da bir an evvel çözülmesi lazım. Musluktan akan suların
içilmesi yasak olmasına rağmen yoksul insanlar temiz suya ulaşamadıkları için bu suları kullanıyorlar
ve bu da halk sağlığı için ciddi bir tehdit ve tehlike oluşturuyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanlığı’nı, Adıyaman Belediyesi’ni ve ilgili kurumları bir an evvel tedbir almaya, içme suyu
şebekesindeki gerekli onarımları bir an evvel yapmaya ve halkın temiz suya erişim hakkına bir an
evvel kavuşması için gerekli tedbirleri almaya davet ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Barınma Hala En Ciddi Sorun, Vatandaşlar Konteyner Bulamıyor
Deprem sonrası insanların evini, köyünü, yurdunu terk etmek zorunda kaldığını ancak yaz aylarıyla
birlikte insanların kendi memleketlerine dönmeye başladıklarını vurgulayan Tutdere, “Geri dönüşlerle
beraber konteyner sorunu da yaşanmaya başladı. Adıyaman’da vatandaşlar konteynerlere yerleşmek
için uğraşıyorlar ama bulamıyorlar. Köylerde de konteyner yerleşim alanlarının tespiti gecikti. İlgili
bakanlığı, hükümeti göreve davet ediyoruz. Konteyner eksikliklerinin bir an evvel giderilmesi,
vatandaşların barınma sorunlarının bir an evvel çözülmesini talep ediyoruz. Aksi takdirde yurttaşlar
çok büyük mağduriyetler yaşamaya devam edecekler. Konteynere yerleşen vatandaşlarımızın da
sorunları var. Çoğu konteynerde klima yok. Vatandaşlarımız hala çadırlarda yaşıyorlar. Çadırlarda
yaşayan yurttaşlarımız havaların ısınmasıyla birlikte ciddi sorunlar yaşamaya başladılar. Çadırın
içindeki sıcaklık çok yüksek dereceye ulaşıyor. Çocuklar, kadınlar o çadırlarda nefes alamaz hale
geldiler. Küçük çocukları olan anneler çadırlarda buzdolabı olmadığı için çocuklarının mamasını,
sütünü muhafaza edecek bir imkana sahip değiller. Çadırlarda yaşayan yurttaşların da bir an evvel
konteyner kentlere aktarılmasını ve onların da barınma sorunlarının çözülmesini talep ediyoruz.”
dedi.
Kalıcı Konutlar Bu Hızla Değil 2 Yıl 10 Yılda Bile Tamamlanmaz
Adıyaman’da ve diğer deprem bölgelerindeki depremzedelerin yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesi
için Adıyaman Milletvekili olarak bundan sonra da sorunların takipçisi olacaklarının ve çözüm
konusunda üzerlerine düşeni yapacaklarının altını çizen Tutdere, gazetecilerin kalıcı konutların iki
yılda yapılıp yapılamayacağı sorusu üzerine “Hükümet seçimden önce deprem kontlarıyla ilgili çeşitli
vaatlerde bulundu. Ama depremin üzerinden 121 gün geçti, hala cesetler bile çıkarılamamış. Böyle bir
ortamda evlerin iki yılda yapılacağını beklemek saflık olur. Bu çalışmayla bu yöntemle bu iş olmaz.
Eğer gerçekten deprem bölgelerinde vatandaşların hak sahipliklerinin bir an tespit edilip evlerin
yapılması planlanıyorsa biraz daha gayret gösterilmesi, bu işin ciddiye alınması, şehir planlarının, imar
planlarının bir an evvel çıkartılması ve işlerin hızlandırılması gerekiyor. Kalıcı konutlar bu hızla değil 2
yıl 10 yılda bile tamamlanmaz. Onun için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı başta olmak
üzere tüm kurumların bu işi ciddiye alması ve çalışmalarını bir an evvel tamamlaması gerekiyor. Aksi
takdirde konutların 1-2 yılda bitirilme olasılığı çok zayıf görünüyor.” şeklinde açıklamalarda bulundu.