Başsavcılığın başlattığı soruşturmada Arslan”terör örgütü propagandası yapmak” ve “suçu ve suçluyu övmek”le suçlanıyor.
SERBEST BIRAKILDI
Soruşturma kapsamında hakkında gözaltı kararı verilen Arslan, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince Sarıyer’deki evinde gözaltına alındı. Ayşenur Arslan savcılıktaki ifadesinin ardından serbest bırakıldı.
Arslan savcılıktaki ifadesinde şunları söyledi:
– Ben 2012 yılından bu yana Halk TV kanalında Medya Mahallesi isimli programın moderatörlüğünü yapmaktayım. Sözlerimin yanlış anlaşıldığımı düşünüyorum.
– Cümlelerim gelinen noktada her ne kadar maksadını aşmış olsa da kast ettigim ve işaret etmek istediğim nokta şu idi; görevine yeni başlayan İçişleri Bakanı’nın koordinesinde son zamanlarda üst üste gerçekleştirilen ve suç örgütlerine ağır darbeler vuran operasyonlar sonrasında kendisine yönelik bir mesaj olabilir düşüncesi bende hasıl oldu; zira, son zamanlarda uyuşturucu tacirlerine ve çıkar amaçlı suç örgütlerine gerçekleştirilen çok sayıda operasyon oldu.
– Eylemin gerçekleştirilme biçimini düşünerek acaba birtakım suç odakları benzetme yaparak emniyet teşkilatına ve İçişleri Bakanlığı’na sindirme maksatlı mesaj veriyor olabilir diye düşündüm.
– Ne programda ne de şu an ifadem esnasında terörü güzelleyici ya da meşru gösterici bir ibare kullanmam söz konusu olamaz.
– Meydana gelen eylemi programda olduğum gibi burada da lanetliyorum.
– Güvenlik bürokrasisinin son zamanlarda başarılı şekilde sürdürdüğü politikasına yönelik birtakım güçlerin terör örgütü kılığına bürünerek mesaj vermiş olabileceği ihtimalini sorgulamak istedim.
– Tekrar etmem gerekirse sıklıkla tereddüt etmeden terör örgütü olarak nitelendirdiğim PKK dahil hiçbir terör örgütünün propagandasını yapmam mümkün değildir. Sözlerim yanlış anlaşılmıştır.
Adliye çıkışında Ayşenur Arslan gazetecilere açıklamalarda bulundu.
“GÖZALTI PROSEDÜRÜ UYGULANMADI”
Gözaltına alınmadığını söyleyen Arslan şöyle konuştu:
“Bu bir gözaltı değil. Gözaltı prosedürü uygulanmadı. Neredeyse bir terörle mücadele ekibi bana savcılığa kadar eşlik etti diye özetlesem yeridir. Böyle bir şey yaşandı. Sayın savcı sosyal medyada iyice köpürmüş olan meselenin deyim yerindeyse köpüğünü alarak bana sorular yöneltti.
O sorular karşısında ben gerçekten ne anlattığımı, neyi kastettiğimi, terörü övmek bir yana dursun, bu konudaki kaygıları bir vesileyle paylaştığımı anlattım. Ve neticede serbest kaldım.
Bunun sonucu takipsizlik ya da bir davaya dönüşmesi mi bilmiyorum. Onu zaman gösterecek. Ama netice itibariyle buradayım, karşınızdayım.”
Canlı yayından alınıp, gözaltına, savcılığa, mahkemeye, oradan Silivri'ye götürülen Merdan Yanardağ varken, hakkında herhangi bir yasal hakkı kullanması engellenen Barış Pehlivan varken, zaten Gezi hükümlüleri varken, benim bu olayı gereğinden fazla ciddiye alıp da mesele edecek, büyük büyük sözcükler söyleyecek durumum yok.
“BİR PARÇA KONUŞMA ORUCU İÇİNDE OLACAĞIM”
Pek çok kişinin başına gerçekten çok daha ciddi şeyler geliyor. Ben açıkçası kendi adıma bunu bir mesel olarak görmekten utanırım. Ama eğer medya tarihine bir vesileyle katkısı olacaksa da bundan mutluluk duyarım.
Yorucu bir süreç. Tam da sağlığımın bozuk olduğu bir döneme denk geldi bu. O nedenle bir parça konuşma orucu içinde olacağım. Bu ne kadar sürecek, hatta bitecek mi henüz bilmiyorum. Sizleri meslektaşlarım aracılığıyla elbette bilgilendiririm. Başta karşımda görmediğiniz kadar çok sayıda genç meslektaşım olmak üzere herkese ilgilerinden dolayı teşekkür ediyorum.”
“BENİ TANIYANLAR TERÖRE DESTEK OLMAYACAĞIMI BİLİR”
Adliyeye gelişinden önce yaptığı açıkmada en çok yanlış anlaşılmaktan dolayı üzgün olduğunu belirten Ayşenur Arslan teröre sonuna kadar karşı olduğunu, meslek hayatı boyunca terörün hep karşısında olduğunu söyledi.
Adının terörle ve teröristle anılmasının büyük haksızlık olduğunu ifade eden Arslan, anlatmak istediği şeyin terör eylemi ile ilgili gündemde olan soru işaretlerini tekrarlamaktan ibaret olduğunu belirtti. Ayşenur Arslan “Beni tanıyan herkes, bugüne dek birlikte çalıştığım yüzlerce gazeteci meslek hayatım boyunca terörün karşısında bir adım geri adım atmadığımın tanığıdır. Beni tanıyanlar benim teröre ve teröristlere destek olmayacağımı bilir” dedi.
“GAZETECİ, ÖNCE HALKA VE GERÇEĞE KARŞI SORUMLUDUR”
TGC Yönetim Kurulu, Ayşenur Arslan'ın Halk TV'deki programının yayından kaldırılması ve hakkında soruşturma açılması hakkında bir açıklama yaptı.
Açıklamada şu görüşler yer aldı:
“Gazeteci mesleği gereği her olayı sorgulamakla yükümlüdür. Gazeteci, önce halka ve gerçeğe karşı sorumludur. Bu sorumluluk kamu otoriteleri ve işverenine olan sorumluluklarından önce gelir Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'ne göre gazeteci kamuoyunun doğru bilgilendirilme hakkından sorumludur. Gazeteci ifade özgürlüğünün sınırsız olmadığını bilmeli ancak ifade özgürlüğünün sadece olumlu karşılanan, zararsız haber ya da düşünceleri değil, aynı zamanda ‘devleti şoke eden, inciten, rahatsızlık veren' düşünceleri de kapsadığının bilincinde olmalıdır.
“AYŞENUR ARSLAN'IN ÖZGÜR BIRAKILMASINI TALEP EDİYORUZ”
Bildirgenin ışığında Ayşenur Arslan'ın terör olayıyla ilgili sorgulaması ve ifade ettiği düşünceleri nedeniyle gözaltına alınması kabul edilemez. Halk TV yönetimi tarafından programının kaldırılması basın ve düşünceyi ifade özgürlüğüne doğrudan müdahaledir. Düşünce ve ifade özgürlüğünün kullanılmasının başlıca yolu olan basın ve yayın özgürlüğü temel insan haklarındandır. Bu hakların demokratik hukuk devletinde anayasal güvence altında olması esastır. Üyemiz Ayşenur Arslan'ın özgür bırakılmasını talep ediyoruz.”
“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ TANIMAZ TAVIR”
Basın Konseyi, yaptığı yazılı açıklama ile bunun kabul edilemez olduğunu vurguladı. Arslan'ın konuşmasındaki bazı ifadelerin “cımbızlanarak” hedef alındığını savunan konsey, “Ayşenur Arslan'a yapılan özgür basına gözdağıdır. Ayrıca RTÜK Başkanı'nın durumdan vazife çıkartarak Halk TV hakkında inceleme başlatıldığını, Ayşenur Arslan'a yönelik hakarete varan ifadelerle açıklaması ve ceza yağdırma çabasına girmesiyle de RTÜK'ün ifade ve basın özgürlüğünü tanımaz tavrını sürdüreceğine ne yazık ki bir kez daha tanık oluyoruz” ifadelerine yer verdi.
AYŞENUR ASLAN NE DEMİŞTİ?
Halk TV'de yayınlanan Ayşenur Arslan ile Medya Mahallesi programında Ayşenur Arslan, Emniyet Genel Müdürlüğü önünde 1 Ekim'de bölücü terör örgütü PKK tarafından gerçekleştirilen saldırıya yönelik şu ifadeleri kullanmıştı:
“Bana şunu söyleyecekler biliyorum, peşin peşin konuşacağız. ‘İşte bak terörü aklamaya kalkışıyor…' Hayır, asla, tam da tersine terörle mücadele etmek için terörün kaynağını, kuklalarını, piyonlarını, finansmanını, projelerini, her şeyini bilmek zorunda değil miyiz?
*Ben güvenlik uzmanı değilim ama gazetecilik tecrübeme dayanarak şöyle düşünüyorum; Dünyada sadece Türkiye'de değil, dünyada da böyledir. Belki o kendisini patlattı denilen terörist, üzerinde ya da arabada uzaktan kumandalı patlayıcı olduğunu bilmiyordu. Çünkü o kadar manasız ki, gelip hiçbir şey yapamadan… Efendim bir PKK'lı teröristin öcünü alıyorlarmış. Yahu hiçbir şey yapamadan ölünmez. Bana sorarsanız her şey aykırı. Durup dururken kendisini patlatmış…
*Bu benim dediğim gibi hem çok film izlerim hem de netice itibariyle Türkiye'de yaşıyorum. Aklıma takılan şeylerden birisi, iddia da edemem elbette. Bir fantezi olarak görüp, geçin. Ama bir arabanın şoförü öldürülerek… Neden Ankara'da bir arabanın o kadar kolaydır ki kilidiyle açacaksınız, düz kontak çalıştıracaksınız, bombayı şey yapıp gideceksiniz. Ankara'da bunu yapmak varken, gecenin bir vakti neden Kayseri'de birini öldürerek, nedir yani? Bunlar elbette konuşulup, aydınlanmaya muhtaç sorular.”