Tarih: 28.10.2022 13:46

ADIYAMAN BAROSU KAYITLI VATANSEVER AVUKATLARDAN TTB İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

Facebook Twitter Linked-in

                 Mensubu olmakla gurur duyduğumuz adalet makenizmasının ayrılmaz bir parçası olan Adıyaman Barosuna kayıtlı  milliyetçi vatansever avukatlar olarak, 26 Ekim 2022 tarihinde Türk Tabipler Birliği merkez konseyi başkanı Şebnem Korur FİNCANCI, hakkında tv programında “ Teröristlerin cesetlerini incelediğini, sinir sistemini doğrudan doğrudan tutan toksit gazlardan birisi kullanılmış durumda, çok çeşitli kimyasallar var, herne kadar kullanılması yasak olsada, ne yazıkkı çatışmalarda kullanıldığını görüyoruz” şeklindeki beyanı ile Türk Silahlı Kuvvetlerini Terörle Mücadele kapsamında Kimyasal silah kullandığını belirtmiştir.

                Basın bildirgesi ile sözde Türkiyenin ALTINA İMZA ATTIĞI SÖZLEŞME VE BELGELER İLE BİR PARÇASI haline geldiği evrensel insan hakları hukuku, insan hakları savunucularının korunmasını demokratik bir toplumun olmazsa omaz esaslarından biri olarak kabul eder. Bu belgelerden biri olan Birleşmiş Milletler insan haklarını savunucularının korunması bildirgesine göre taraf devletler, bildirgede amaçlanan hakların meşru kullanımı çerçevesinde insan haklarını savunucularını şiddet, tehdit, mislleme eylemi, fiili veya hukksal ayrımcılık, bası veya diğer keyfi hareketlere karşı korumakla tüm bu sıralananları suç olarak kabul etmek ve işlem yapmakla yükümlüdürler, Yargı makamlarının hukuki dayanaktan yoksun, temel hakları ihlal edici ve öngörülemez pratiği yasal güvencelerin de beraberinde ihlalini getirmektedir.  Şebnem Korur FİNCANCI’nın hekimlik ve hak savunuculuğu kimliğiyle değerlendirmelerinin suçlama konusu yapılması ve ceza soruşturmasının yürütülmesi ve gözaltına alınması ifade özgürlüğü  ile özgürlük ve güvenlik hakkının keyfi yargı pratiğiyle ihlal edildiği göstermektedir, Şeklinde açıklama ile bir kısım baro başkanları ve Adıyaman Barosu Başkanı tarafından imza altına alınmıştır.

                        Türk Tabipler Birliği Başkanı ŞEBNEM KORUR FİNCANCI’nın Türk Silahlı Kuvvetlerinin kimyasal silah kullandığına ilişkin açıklamaları ile hakkında soruşturma açılması; bir tercih değildir zorunluluktur.  Söz konusu söylemle ; Ülkemizi ,yalan ve yanlış beyanlarla uluslararası camiada ve uluslararası hukuk önünde müşkül ve sorumlu duruma düşürmeyi amaçlandığı açıktır.   Bu açıklamayla açıkça görüldüğü üzere Türk Tabipler Birliği üyelerinin mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak yerine bu Türk Tabipler Birliğinin nasıl bölücü terör örgütlerine  destek merkezi haline getirilmeye çalışıldığı  ve asli görevleri Tabiplerin haklarını korumak , tabiplik mesleğini temsil etmek  ve ahlakını korumak, tıp eğitimine katkıda bulunmak ve Türkiye halk sağlığını geliştirip yaygınlaştırmak olan TTB liğini bu amacından saptırarak , söz konusu açıklamayla  Şerefli Türk Hekimlerini   töhmet altında bıraktığı açıktır.  

                   Devlet olmazsa ne vatan olur, ne millet kalır. Devleti katil olmakla suçlarsanız, vatanı hedef alır, milleti yok edersiniz. Onun için devlet, ebed müddettir. Devlet, her şeyin başıdır. Saldırı da bu yüzden doğrudan devlete yapılmaktadır.

                   Vatanı Kandil’de arayan, milleti PKK ile sınırlayan, şehidi terörist leşleriyle mukayese eden birilerinin devleti katil görmesi, beyinlerini kandile, YABANCI TAHAKKÜMÜNE pazarlayanların, Türkiye Cumhuriyetini kimyasal silah kullanıyorlar yalan ve iftirasını söylemekle, hak ve özgürlüklere saldıran olarak göstermesi doğaldır.

                  Binlerce yıllık devlet geleneği olan DEVLETİMİZİ VE  TÜRK SİLAHLIKUVETLERİNİ ,emir ve talimatı nerden aldığı bilinmeyen ŞEBNEM KORUR FİNCANCI’nın peşine düşerek  bir kısım baro başkanlarının, Türkiye Cumhuriyetini; Atina Barosu açıklaması gibi, 'TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİ KİMYASAL SİLAH KULLANDIĞINA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR” asla kabul edilemez. Bu açıklamarı yapanları ŞİDDETLE KINIYORUZ.  Şahsın açıklaması ülkemizi uluslararası hukuk önünde zor duruma düşürmek ve ülkemizi, savunma sanayimizi, ekonomimizi bir  kısım yaptırımlara maruz bırakarakseçilmiş iktidarın bu yolla devrilmesini temin etmek amaca gütmektedir.  Bu şahsın görev yaptığı yer ve mesleği ile bağdaşmayan tutum ve açıklamalara kabul edilebilir değildir.

                   Adıyaman Barosu  başkanı BİLAL DOĞAN tarafından iş bu hadsiz  deglerasyon altına atılan bu imza sadece kendisini bağlar. Ancak asıl sorun şu dur ki; Baro başkanı olarak deglerasyona imza atması ancak ve ancak yönetim kurulu üyeleri ve üye avukatların kendisine yetki vermesi ve baro adına açıklama ve imza yetkisi ile ancak olur. Ne yazıkkı; baro başkanı seçildiğinden buyana bu hususu defalarca belirtmemize rağmen ve yaptığının yanlış olduğunu, bir daha yapılmaması gerektiği yönünde uyarılmasına rağmen, Adıyaman Barosunu kendi şahsi açıklamalarına kılıf uydurarak, açıklama ve deglerasyonlara imza atarak, tasvip etmediğimiz davranışlar içine girmesi karşısında cevap verme gereği hasıl olmuştur.

                 Adıyaman Barosu Başkanı BİLAL DOĞAN tarafından bir an önce bir kısım baro başkanları ile altına imza attığı deglerasyon ve açıklama ile Adıyaman Barosu avukatlarının ve yönetim kurulu üyelerinin ciddi bir kısmının herhangi bir bilgisi olmayıp, kendi başına baro başkanlığı yetkisini kullanarak attığı bir imza olup, yapılan deglerasyondaki tarafı da ancak ve ancak, kağıt parçası üzerindeki bir düşünceden öteye gidemeyecektir.

                Sözde insan hakları bildirgesi adı altında yapılan açıklamalar bir kısım kesimlerin  zihniyetlerine uygun düşse de, meydan o kadar da boş olmadığını bilmeleri gerekir.  Devleti katil olmakla asılsız iddlarla suçlayanlarınpeşinden insan hakları söylemleri ile gitmeniz ne biz Adıyaman Barosu Üyelerinin ne de Aziz Türk Milletin nezdinde asla kabul görmemektedir ve asla da görmeyecektir. 

               Devletimizin attığı her adımın yanında destekçisiyiz.

  Adıyaman Barosu  Vatansever üyeleri




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —